Robotlar, insan sürücülerle aynı yolu paylaşmak ister mi!

1671

Yeni yapılan bir otomotiv araştırması, teknolojiyle yarışan sektörün yakın geleceğine ışık tuttu. Araştırmadan çıkan sonuçlar çarpıcı: Sürücüsüz araçlar hem hayatı hem şehirleri değiştirecek. İnsan sürücülerle aynı yolu kullanmaları riskli bulunduğu için sürücüsüz araçların trafiği ayrılacak.

KPMG’nin 19. defa düzenlediği Küresel Otomotiv Araştırması, yakın gelecekte kendimizi içinde bulacağımız yepyeni bir dünyaya pencere açıyor. Teknolojinin otomotiv sektörünü tamamen içine alacağı gelecekte otonom devrim, bilim kurgu hikayelerindeki görüntüleri gerçek kılacak. Araştırma 2040’a kadar otomotiv sektöründe bugün bildiğimiz her şeyin değişeceğini söylüyor.

Sürücüsüz araca özel trafik

  • Otonom sürüş, mobilite ile ilgili paradigmayı kökten değiştirdi. Ancak araç filolarının tamamen direksiyonsuz hale gelmesinden önce kuralların oluşturulması gerekiyor. Otomotiv yöneticilerinin yüzde 94’ü 2040’a kadar çalışan, etkili bir sürüş politikası ve otonom sürüş kurallarının oluşturulacağını düşünüyor. Kameraların, radarların, algoritmaların ötesinde önemli altyapı yatırımları da söz konusu olacak.
  • Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 74’ü insanlı sürüş ve otonom sürüş trafiğinin karıştırılmasının ciddi güvenlik sorunları yaratacağına inanıyor. Çünkü bugünün araç trafiğindeki her olasılığı bir algoritmaya dahil etmek imkansız. Bu nedenle geçici süre için sürücüsüz araçların ‘güvenli alanlarda’ kullanılması üzerinde duruluyor. Otonom araçlar için özel şerit oluşturulması formüllerden biri.
  • Sürücüsüz araçlar için gereken sürüş politikası ve yönetmeliklerin 2030 yılına kadar oluşturulacağı tahmin ediliyor. Büyük olasılıkla bu tarihten sonra insanlı araçlarla otonom araçların entegrasyonu fikrinden tamamen vazgeçilip yolların ayrılmasına karar verilecek. 10 yıl içinde de yeni yol kavramları ve trafik uygulamasına geçilecek.
  • Sürücüsüz araçlar ve bu araçların trafiği için yapılacak yollar, trafikte iletişim kurmak için farklı sistemleri devreye sokacak, altyapıları koordine etmek gerekecek. Farklı mobilite kavramları bir arada olacak. Tüm bunlar iş modellerini ve altyapıyı etkileyecek. Şehir merkezleri bu ihtiyaçlara göre yapılanacak, şehirler değişecek.